Son yıllarda büyük şehirlerden kırsal bölgelere doğru artan ilgi, Türkiye’nin kırsal kalkınma dinamiklerini yeniden şekillendiriyor. Bu süreç, sadece bireysel bir yaşam tarzı değişikliği arayışını değil, aynı zamanda köylerin ve kırsal alanların geleceği için planlı ve sürdürülebilir bir dönüşüm ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Plansız atılan her adım, altyapı yetersizliklerinden çarpık yapılaşmaya kadar pek çok sorunu ortaya çıkararak gelecek nesillere sorunlu bir miras bırakma riski taşıyor. Bu nedenle, kırsal dönüşümün sağlıklı bir zeminde ilerlemesi için hem arazi alacak bireylerin bilinçli olması hem de idari mekanizmaların günün ihtiyaçlarına uygun planlamalar yapması büyük önem arz etmektedir.
Kırsal Alanlarda Arazi Edinme Süreci: Nelere Dikkat Edilmeli?
Kırsal bir bölgeye yerleşme kararı alan bireylerin ilk adımı, ne yapmak istediklerine net bir şekilde karar vermektir. Emeklilik için sakin bir yaşam mı, zeytincilik gibi tarımsal bir faaliyet mi, yoksa hayvancılık mı hedefleniyor? Bu amaç, satın alınacak arazinin niteliğini, büyüklüğünü ve konumunu doğrudan etkileyecektir.
Yapılaşma ve İmar Durumu:
- Köy Yerleşik Alan Sınırları: 2021 yılında yapılan bir düzenleme ile köy yerleşik alanlarının en dıştaki evden itibaren 100 metrelik sınırı, 300 metreye kadar genişletilme potansiyeli kazandı. Ancak bu genişleme otomatik olarak gerçekleşmemektedir. Köy muhtarının ve ihtiyar heyetinin talebi üzerine İl Özel İdaresi’nin teknik çalışmaları başlatması ve yeni sınırları onaylaması gerekmektedir. Bu süreç henüz ülke genelinde yaygınlaşmamış olsa da, yatırım yapmayı düşünenler için köyün en dış evine 300 metre mesafedeki araziler, gelecekte imar planına dahil olma potansiyeli taşıması açısından avantajlı olabilir.
- Tarla Vasıflı Arazilerde Yapılaşma: Köy yerleşik alanı dışında, tarla vasfındaki bir araziye yapı inşa etmek isteyenler için belirli şartlar bulunmaktadır. Yapı izni alabilmek için arazinin kadastral bir yola cephesinin olması ve en az 5 dönüm (5.000 metrekare) büyüklüğünde olması gerekmektedir. Bu şartları sağlayan arazilere, genellikle 75 metrekare taban oturumlu, iki katlı bir yapı yapma izni verilebilmektedir. Hayvancılık gibi daha büyük tesisler için ise en az 20 dönümlük araziler tavsiye edilmektedir.
- Minimum Arazi Büyüklüğü: Uzmanlar, müstakil bir ev ve yaşam alanı planlayanlar için en az bir dönümlük bir arazi alınmasını önermektedir. Bu büyüklük, gelecekte olası bir imar planı uygulaması sonrasında bile yeterli bir yaşam alanı kalmasını güvence altına alabilir.
Büyükşehir Olan ve Olmayan İllerdeki Farklar
Arazi satın alırken dikkat edilmesi gereken en önemli idari ayrımlardan biri, arazinin büyükşehir belediyesi sınırları içinde olup olmadığıdır.
- Büyükşehirlerdeki Durum: Büyükşehir yasası ile bu illerdeki köyler mahalle statüsüne dönüştürülmüştür. Bu durum, imar ve altyapı gibi belediyecilik hizmetlerinin bu bölgelere ulaşması anlamına gelir. Mahalle statüsüne geçen köyler, talep etmeleri halinde “kırsal mahalle” statüsüne geçerek bazı vergi ve harç muafiyetlerinden yararlanabilirler. Aksi takdirde, bu bölgelerdeki imar planları ilçe ve büyükşehir belediyeleri tarafından yapılır ve yapılaşma bu planlara göre ruhsatlandırılarak ilerler.
- Büyükşehir Olmayan İllerdeki Durum: Bu illerde köyler, geleneksel köy statüsünü korur ve belediyecilik hizmetleri yerine İl Özel İdareleri tarafından yönetilir. Altyapı ve planlama hizmetleri, merkezi yönetimden İl Özel İdaresi’ne aktarılan bütçe ve talepler doğrultusunda yürütülür.
Kırsalın Geleceği: Modern ve Planlı Köyler
Türkiye’deki köylerin birçoğu, geçmişin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş, dar yolları ve plansız yapılarıyla günümüzün gereksinimlerini karşılamakta zorlanmaktadır. Tarım araçları için otopark eksikliği, yetersiz altyapı ve kontrolsüz yapılaşma gibi sorunlar, kırsal yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir.
Çözüm Önerileri:
- Bölgesel İhtiyaçlara Dayalı Planlama: Karadeniz’in eğimli arazisi ile Akdeniz’in düzlüklerindeki ihtiyaçlar farklıdır. Bu nedenle, her köyün kendi coğrafi, ekonomik ve sosyal yapısına uygun imar planları geliştirilmelidir. Hayvancılıkla geçinen bir köyde ahırların yerleşim dışına taşınması gibi modeller, planlamanın bir parçası olabilir.
- İmar Planı İçin Asgari Büyüklük: Bakanlık tarafından henüz resmi bir yönetmelikte yer almasa da, uygulamada en az 40 dönümlük araziler için imar planı yapımına izin verilmektedir. Bu, tek bir büyük arazi sahibi veya birkaç komşu arazi sahibinin bir araya gelerek arazilerini planlı bir şekilde geliştirmesine olanak tanır.
- Yol Sorununun Çözümü: Kırsal kesimdeki en büyük sorunlardan biri, kadastral yolu olmayan arazilerin varlığıdır. Bu durum, hem tarımsal üretimin pazara ulaşmasını engellemekte hem de yapılaşmanın önünü tıkamaktadır. İdarelere, parsellerden belirli bir payın yol için ayrılması koşuluyla yeni kırsal yollar açma yetkisi verilmesi, bu sorunu çözmede önemli bir adım olabilir.
- Ruhsatlı Yapılaşmanın Teşviki: Köylerdeki ruhsatsız yapılaşma, güvenlik ve altyapı sorunlarını beraberinde getirir. Bilgiye erişimin kolaylaştığı günümüzde, vatandaşların mimar ve mühendislerle çalışarak ruhsatlı ve planlı yapılar inşa etmesi, hem bireysel hem de toplumsal bir kazanım olacaktır.
Kırsal alanların canlandırılması, sadece şehirden göç edenler için değil, aynı zamanda köydeki genç nüfusun yerinde kalması ve köy ekonomisinin güçlenmesi için de kritik bir öneme sahiptir. Ekoturizm gibi alternatif gelir kaynaklarının geliştirilmesi ve köylerin modern ihtiyaçlara cevap veren, planlı ve estetik yaşam alanlarına dönüştürülmesi, bu hedefe ulaşmada kilit rol oynayacaktır. Bu süreçte bireylerin profesyonel destek alarak (harita mühendisi, şehir plancısı) hareket etmesi, atılacak en doğru adımdır.